Ayasofya’nın Müslümanlar İçin Önemi

31.03.2024
1.398
Ayasofya’nın Müslümanlar İçin Önemi

Ayasofya geçmişten günümüze birçok ülke için oldukça önemli bir konumda olmuştur. İslam devletlerinde fetih politikaları vardı. Sulh ile teslim edilmeyen şehirler harp yolu ile alınırdı. Bu şekilde fetih yapan devlete ganimet hakkı doğar. Ve şehrin büyük mabedini camiye çevrilirdi. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’a girdiğinde ilk Ayasofya’ya gider ve iki rekat namaz kılar. Burasının ilk Cuma namazın yetişmesi içinde emir verir. Bu şekilde Ayasofya camiye dönüşür.

Ayasofya’nın Kısa Tarihi

532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılır. Eski şehir merkezine inşa ettirilen bu bazilika planlı bir patrik katedralidir. 1453 yılında Fatih’in İstanbul’u fethi ile camiye çevrilmiştir. 1935 yılında müze statüsü verilen yapı 2020 itibari ile tekrar cami statüsü kazanmıştır. Mimari bakımdan merkezi planı birleştiren bir kubbesi bulunan yapı, kubbe geçişi ve yapı özellikleri bakımından mimarlık tarihinin önemli bir dönüm noktasıdır.

Ayasofya’nın Müslümanlar İçin Önemi

Ayasofya’nın Müslümanlar İçin Önemi

6.yüzyılda inşa edilen Ayasofya’nın inşaatından 10000 işçinin çalıştığı rivayet edilir. I.Justinianus bu inşaat için büyük bir servet harcar. İnşaatı 6. Yüzyılın ünlü bilim adamları matematikçi Anthemius, fizikçi Miletli İsidoros yönetir. Binanın yapımında kullanılan bazı taş, kapı ve sütunlar daha eski tapınak ve yapılardan getirilmiştir.

Fetih sonrasında insan figürlerinin üzeri ince bir sıva ile kapatılır. Bu şekilde yapay ve doğal tahribatlardan uzun yıllar korunur. Günümüzdeki yapı aynı yere yapılan üçüncü binadır. Bu nedenle 3. Ayasofya olarak ta bilinir. Özellikle merkez kubbe birçok defa çökmüştür. Mimar Sinan’ın binaya eklediği istinaf duvarları sonrasında hiç çökme yaşanmamıştır.

Ayasofya’nın Müslümanlar İçin Önemi nedir

Ayasofya’nın Müslümanlar İçin Önemi nedir

Ayasofya Kılıç Hakkı Olduğun İçin mi Önemlidir?

Kılıç hakkı olması Ayasofya’nın Müslümanlar için önemli olmasında bir etkendir. Ancak tek etken kılıç hakkı olması değildir. Kanuni Döneminde yaşamış Koca Nişancızade Mustafa Edendi’nin Reis’ül Küttab eserinde çok önemli bilgiler yer alıyor. Peygamber Efendimizin Miraç gecesinde cennetin makamlarından olan Firdevs makamında büyük bir mabed gördüğü ve benzerinin Ayasofya olduğu söyleniyor. Kitapta burada namaz kılmanın faziletleri yer alıyor. Hatta Eyüp Sultan’ın şehit olmadan önce Ayasofya’da namaz kıldığı bazı kaynaklarda yer alan sahih bilgiler arasındadır.

Fatih Sultan Mehmed Han’ın Vakfiyesi

Vakfiyelerde çok ağır ikazlar yer alıyor. Fatih Sultan Mehmed Han’ın yazdıkları arsında “Kim bu vakfiyeye aykırı hareket ederse” şeklinde başlayıp devam eden ikazı uzunca bir bedduadır. Vakfiyede;

* Fasit ya da fasık bir teville ya da herhan bir dalavera ile Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kast ederse,

* Aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ya da bunları yapanlara yardım ederse,

* Kanun olarak tasarruf yapmaya kalkar, sahte evrakla camilikten çıkarır ya da mütevellilik hakkı gibi şeyler isterse

* Yalandan kendi hesabına geçirirse,

Huzurunuzda söylüyorum en büyük haramı işlemiş olur. En büyük günahı kazanmış olur. Bu vakfiyeyi değiştirenler Allah’ın Peygamberin, Meleklerin, yöneticilerin ve tüm Müslümanların ebediyen laneti üzerine olsun… Şeklinde uzunca ikazlar ve beddualar devam eder.

Ayasofya Müzeye Nasıl Dönüştü?

Thomas Whittermore Bizans araştırmaları Enstitüsündendir. Yurt dışında çok zengin ailelerden aldığı maddi destek ile harekete geçer. İlk etapta mozaikleri ortaya çıkarmak için Türk Hükümetinden izin alır. Çalışmaların başladığı yıllarda Ayasofya hala camidir. Ancak çalışmalar süresince ayakkabılar ile girip çıkılması nedeni ile halıları kaldırılır. Edirne Selimiye Camisine gönderilir.

İslam eserleri de bu dönemde dışarı çıkarılır. Sadece levhalar içeride yapıldığı için çıkarılamaz. 8 dev levha 15 sene bu şekilde yerde kalır. 1 Şubat 1935 yılında ibadete kapatılan cami bu defa müze olarak tekrar açılıyor. Hatta Thomas Whittermore kubbede yer alan Nur Suresi 35. Ayeti kazımak ister. Ancak ömrü vefa etmez.

Minarelerin Yıkılma Hadisesi

Büyük bir tarihçi olan İbrahim Hakkı Konyalı bu yıkıma engel olur. Küçük Ayasofya Camii minaresi yıkılır. Sıra büyük Ayasofya’ya gelir. İbrahim Hakı bir ihtar çeker. Minareler yıkıldığında kubbenin çökeceğini belirtir. Çünkü Mimar Sinan tarafından yapılan bu minareler, koca yapıyı bir teraci gibi dengeler. Bu ihtar sonrasında minareleri yıkmaktan vazgeçerler.

Osmanlı’nın Ayasofya’ya Verdiği Önem

Her köşesinde Osmanlı’dan bir iz bulmak mümkündür. Avlusunda 5 Osmanlı Sultanı medfunu bulunan Ayasofya’da II. Selim, III. Murat, III. Mehmet, I. Mustafa, Sultan İbrahim Han’ın türleri de yer alır. I. Mahmut döneminde yapılan İstanbul’un en büyük şadırvanı, içeriden girilen kütüphane eklenir. Özellikle kütüphanesinde 5 binden fazla eserin bulunmaktaydı.

Pek çok hat yazısı da Osmanlı döneminden kalma eserlerdir. Maddi kısmının yanında manevi olarak ta Osmanlı Sultanları Ayasofya’ya çok değer vermiştir. Mübarek gün ve gecelerde Osmanlı Sultanları ve büyük devlet adamları burada ibadet ederlermiş.

Ayasofya Tarihi ile İlgili Bilinmeyenler

Ayasofya İstanbul tarihi ile bağlantılı bir yapıdır. Yedi tepe olan İstanbul’un ilk tepesinde Ayasofya yer alıyor. Eski kaynakların pek çoğunda şehrin ilk kurucusu olarak HZ. Süleyman’ın adı geçer. Ayasofya’nın bulunduğu yerde ilk mabedi Hz. Süleyman inşa eder. Sonraki dönemlerde oğlu Melik Rac ilk mabed üzerine yapılar inşa etmeye devam eder.

Bu şekilde şehrin gelişimine önemli katkı sağlar. Sonraki dönemlerde her güçlü hükümdar aynı tepeye tekrar mabedler inşa ederler. Her yeni yapı içinde eski yapılardan malzemeler kullanılır. Bugün ki Ayasofya’nın içinde yer alan girip sütunlarının ilk mabetlerden kalan malzemelerle yapıldığı kuvvetli bir ihtimaldir.

Ayasofya’yı Kim Yaptırmıştır?

Ayasofya’nın inşa edilmesi, Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde gerçekleşmiştir. Ayasofya’nın yapımı, MS 532-537 yılları arasında tamamlanmıştır. İnşaatın mimarı ise Anthemius of Tralles ve Isidore of Miletus’tur. Ayasofya, Bizans İmparatorluğu’nun başkenti Konstantinopolis’te (bugünkü İstanbul) yer alır ve İstanbul’un sembol yapılarından biri olarak tarihte önemli bir yere sahiptir. Başlangıçta kilise olarak yapılan Ayasofya, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminde camiye çevrilmiş ve günümüzde ise cami ve müze olarak kullanılmaktadır.

YAZAR BİLGİSİ
Gizem
Dinimiz hakkında aslında ne kadarda az şey bildiğimizin farkında mıyız? Gelin hep birlikte bilgi açığımızı kapatalım. Araştırma yaptığım konularda edindiğim bilgileri sizlere de aktaracağım.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.