Bir Mezhebe Bağlı Olmak Zorunda Mıyız?

17.06.2023
248
Bir Mezhebe Bağlı Olmak Zorunda Mıyız?

Değerli okuyucular ülkemizde ve birçok yerde merak edilen bir soruyu ele almak istiyorum şöyle ki;

BİR MEZHEBE UYMAK ŞART MIDIR?

Bir insan asla mezhepsiz değildir. Dört mezhepten birini kabul etmemiş olan bir kimse beşinci mezhep olan kendi mezhebini kurmuş demektir.

Ancak insan ya müctehiddir ki, Kur’an’dan, hadisten hüküm çıkaracak geniş bir ilme sahip demektir.

Bunun başında mükemmel bir Arapça olmak üzere birçok ilim gereklidir. Arapça bilmiyorsa eğer, zaten Kur’an’ı ve hadisleri tercüme edenin mezhebindendir. Belki de mütercim onun beğenmediği dört mezhepten birine tabidir.

Ya da insan müctehid değildir, öyleyse mukalliddir. Bir mukallidin de bir müctehidi taklit etmesi lazımdır.

ALLAHımız bakın ne buyuruyor:

Ey iman edenler! ALLAH’a itaat edin. Rasul’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre de… (Nisa suresi 59)

İmam Begavi rahimehullah tefsirinde ulü’l-emr için şöyle buyuruyor:

“İbni Abbas ve Cabir radıyellahu anhuma’ya göre, onlar ulema (âlimler) ve fukaha (fıkıh âlimleri)dir ki, insanlara dinlerini öğretirler. Bu, aynı zamanda Hasan, Dahhak ve Mücahid rahimehumullah’ın görüşüdür.

Demek ki, fıkıh âlimlerine -ki, onların en üstünleri mezhep imamlarımızdır- uymamız gerektiğini ALLAHımız bize emrediyor.

Bir de şeytanın, kulağına şöyle süslü bir cümle üfürdüğü “Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mezhebindenim” diyen cehl-i mürekkep sahibi (bilmediğini de bilmeyen) kimseler var. Bu cümleyi sarf etme cesaretini gösteren donkişotlar bilsinler ki, bu sözleriyle müctehid imamlarımıza ve onlardan sonra gelip onlara tabi olmuş olan bunca âlime iftira atmış ve sanki o büyük zevata, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yolunu terk edip yeni bir din ihdas ettiğini zımnen söylemiş olurlar.

Mutlaka Göz Atın: Fakirlikten Kurtulmak İçin Sabah Namazlarından Sonra Okunacak Dua

İkinci olarak, böyle söyleyen kimseler yine Arapça bilme şartıyla karşılaşacaktır. Çünkü Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in bütün hadis-i şerifleri Arapçadır. Arapça bilmiyorsa yine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e değil mütercime (hadisleri tercüme eden kimseye) uymuş olur.

Ayrıca bunu diyebilmesi için hüküm bildiren bütün ayetleri ve hadisleri bilmesi lazımdır ki, bunu sadece namaz ve abdest zannetmeyin. İnsanın yirmi dört saatinde fıkıh vardır. Bunun yanında usül-ü tefsir, usül-ü hadis ve usül-ü fıkıh ilimlerini bilmesi gerekir. Bunlara vakıf olmadan “ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in mezhebindeyim” diyen kimse ne yazık ki, şeytanın mezhebindendir, Neuzü billah…

Bir de telfikçiler yani; “Dört mezhep hak değil mi, ben abdestte birine, gusülde diğerine uyarım, namazda bir başkasına…” diyenler var. Bu da ayrı bir felakettir. Bu da mezhepsizliğin bir başka kılıflanmış şeklidir. Böyle bir kimsenin yaptığı ibadet bazen hiçbir mezhebe göre kabul olmaz.

Bakın memleketimizdeki yaygın iki mezhep olan Hanefi ve Şafii üzerinden bir misal verelim. Bir adam guslünü şafiye göre alsa ve ağzına burnuna su vermese-ki şafiide bu sünnettir- Hanefi’ye göre guslü yoktur. Abdestini Hanefi’ye göre alırken niyetini, suyu yüzüne götürürken etmese-ki bu hanefide sünnettir- Şafiye göre abdesti yoktur. Bu şekilde kıldığı namaz iki mezhebe göre de sahih olmaz.

Bir başka misal; Kur’an’da “kur’” diye bir kelime vardır. Ayette (cem’ yani çoğul olarak) şöyle geçer; “Boşanmış kadınlar kendi kendilerine üç kur’ (hayız veya temizlik (müddeti)) beklerler.” (Bakara 228)

Buradaki kur’ kelimesi ezdaddandır (iki zıt manaya birden gelen kelimelerdendir). Şimdi mezhepsizlere ve Kur’an’da mezhep arayıp bulamayanlara soralım; “ALLAH Teâlâbu kelimenin iki zıt manayı birden ihtiva ettiğini herkesten iyi bildiği halde neden özellikle bu kelimeyi kullanmıştır?

Hâlbuki ALLAHımız; “üç hayız müddeti beklerler” veya “üç temizlik müddeti beklerler”, diye buyursaydı, mesele hiç ihtilafa meydan vermeden anlaşılacaktı. Ancak ALLAH Teâlâ özellikle bu kelimeyi kullanmıştır. Akl-ı selim sahibi her insan buradan, ALLAH celle celaluhunun mezheplerin çıkmasına meydan hazırladığını anlar.

İşin özü; bir mezhebe tabi olup selamet düzlüğüne çıkmaktır. Çünkü hayır uymaktadır, uydurmakta değil.

Her Müslüman Bir Mezhebe Tabi Olmak Zorunda Mıdır? Diyanet

YAZAR BİLGİSİ
Erhan
Ben Erhan. Dinimiz hakkında araştırma yapmayı severim ve kendi öğrendiğim faydalı bilgileri siz kardeşlerimle de paylaşmaktan memnun olurum. Bana destek olmak için konularıma yorum yapabilirsiniz. Sevgilerimle,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.